Diyetisyen Neriman Löker’den Beslenme Önerileri
Günümüzün en büyük sorunlarından olan obezite ve beslenme bozuklukları ile ilgili olarak Diyetisyen Neriman Löker’le keyifli bir söyleşi yaptık.
İşte O söyleşiden satır başları:
1-Neriman hanım merhabalar.Bu röportajımızla sizi ve uğraşınız olan diyetisyenliği yakından tanıyıp kamuoyunu bu yönde bilgilendirmek istiyoruz.Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ben Neriman Löker. Selçuk Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünden 2020 yılında mezun oldum. Sağlıkla ilgili bir alanda çalışmak istiyordum ve diyetisyen olmamın bana uygun olacağını düşündüm. Diyetisyen kimdir diye soracak olursak; diyetisyen, sağlıkla ilgili herhangi bir yüksek öğretim kurumunun en az 4 yıllık (bir yıl hazırlık ile 5 yıl) beslenme ve diyetetik eğitim-öğretim programını tamamlayarak Beslenme ve Diyetetik Lisans Diploması ile Diyetisyen unvanı alarak diyetisyenlik mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanan kişidir.
Diyetisyenlik, büyüme, gelişme ve ömür boyu tüm bireylerin sağlığının korunması, geliştirilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması için beslenme biliminin ilkeleri doğrultusunda bireysel ve toplu beslenmenin plân ve programlarını düzenleyen; besin güvenliğinin sağlanmasında ve kalite sistemlerinin kurulmasında; besin ögesi, besin ve beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarını araştıran, değerlendiren, çözüm yolları bulan; var olan besin kaynaklarının ekonomi ve sağlık kurallarına uygun olarak kullanılmasını sağlayan, besin denetimini yapan, bu konularda fizyolojik, psikolojik ve sosyal olarak sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi amacıyla bireyi ve toplumu bilgilendiren, bilinçlendiren, doğuştan ve sonradan oluşan hastalıklar ve diğer özel durumlarda tıbbî ve cerrahî tedavilere uygun, doğal ve tedavi edici besinlerin bileşimlerine, besinlerin besinlerle ve/veya ilaçlarla etkileşimlerine göre diyet programı plânlayan, bireylere verilecek olan oral, enteral ve parenteral beslenme ürünlerinin seçiminde, hazırlanmasında, uygulamalarında ve yukarıda sözü edilen tüm beslenme girişimlerinde eğitim veren, eğitim programlarını plânlayan, uygulatan ve izleyen sağlık meslek alanıdır.
Yani yaşam koçları, antrenörler, bazı karışım ya da ilaçları satan kişiler ve kilo verdiği için sosyal medya hesabında paylaşım yapan kişiler diyetisyen değildir. Beslenme ile ilgili eğitim veremez ve diyet yazamazlar.
2-Diyetisyen denildiğinde akıllara ne gelmelidir?
Diyetisyen denince akla sadece kilo verdiren kişi geliyor. Bu da sosyal medyada oluşturulan yanlış algı yüzünden. Diyetisyenler kilo alma, kilo verme, hastalıkta beslenme, gebe ve emzikli beslenmesi, bebek beslenmesi, çocuk beslenmesi, adölesan beslenmesi, yaşlı beslenmesi,besinlerin satın alınması, poliklinik, yöneticilik, egitmenlik gibi bir çok alanda çalışmaktadırlar. Kilo alma ve kilo verme bizim alanımızın çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Asıl üzerinde durduğumuz kısım hastalıklarda beslenme tedavisi. Çünkü bir çok hastalığın yaşam boyu sürecek beslenme tedavisi var ve yine bir çok hastalık doğru beslenme ile önlenebilir ya da iyileşebilir.
3-Her diyet yapmak isteyen diyet yapabilir mi? Şartları var mıdır?
Diyet kelimesi beslenme düzeni demektir. Kişinin kendine en uygun beslenme planıdır. Diyet diyince insanların aklına yasaklar ve az yemek gelmekte ama bu sadece yanlış bir bilgidir. Diyet yapmak isteyen bir kişi diyetisyenine danışarak kendisine ve yaşam tarzına göre hazırlanmış kişiye özel diyetini yapabilir. Ama tabi ki diyetin şeklini ve içeriğini değiştiren bazı şartlar vardır. Bunlar; hastalık durumunun olup olmaması, kan değerleri, besin alerjisi, ilaç kullanımı, diyetin amacı gibi faktörlerdir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak diyet yazılır ve uygulanır.
4-Günümüzün en yaygın hastalıklarından olan obezite hakkında diyetisyen olarak ne düşünüyorsunuz?
Obezite maalesef ki giderek artmakta olan bir hastalık ve beraberinde kardiyovaküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet gibi bir çok hastalığa da sebep oluyor. Obezitenin asıl nedeni yanlış beslenme. Sağlıklı besinlerden uzaklaşan insanlar daha çok paketli ürünlere ya da hazır yemeklere yöneliyor. Bu ürünlerin içerisindeki gereğinden fazla ve zararlı yağlar da obezitenin temelini oluşturuyor. Sadece yiyecekler değil içerisinde şeker veya talandırıcı bulunan içeceklerde obeziteye neden oluyor. Zararlı yiyecek ve içeceklerin uzun süreli tüketimleri kişiyi aşırı kilo almaya itiyor. Ama obezite önlenebilir. Çocuk yaşta başlayacak bir beslenme eğitimi ile sağlıklı nesiller yetiştirmek mümkün. Bunun için aile sağlığı merkezleri ve okullarda beslenme eğitimi verecek diyetisyenlerin olması gerekli ama maalesef hala bu konuda eksiğimiz var.
5-Diyetisyenliğin zor yanlarından bahseder misiniz?Bu konuda danışanlarınıza ne söylemek istersiniz?
Diyetisyenliğin en zor yanı danışanlarımızla doğru bir şekilde iletişim kurmak bence. Özellikle kilo vermek ya da kilo almak isteyen danışanlarımızın isteklerinin hemen gerçekleşmesini istiyorlar. Bunun bir süreç olduğunu anlamaları gerekiyor. Nasıl ki sizi rahatsız eden kiloları bir anda almadıysanız bir anda da veremezsiniz. Sağlıklı ve doğru olan vücudunuzu strese sokmadan sağlıklı ve kalıcı kilo kontrolünü sağlamak. Biz size uygun diyeti yazdıktan sonra geri kalanı metabolizmanıza ve diyete uyumunuza bağlı. Kısa sürelerde çok hızlı ve aşırı miktarda kilo kaybı veya kazanımı daha sonraki süreçte size zararıyla geri dönecektir. Unutmayın ki hızlı verilen kilolar hızla geri alınır. Önemli olan sağlık, sağlıklı beslenme ve sürdürülebilir beslenmeyi öğrenme.
6-Obezite hastalarının ne tür yiyecekleri yemeleri sakıncalıdır?Karbonhidratlı besinler bu kategoriye girer mi?
Karbonhidratlar vücudun temel enerji kaynağıdır ve birçok besinin yapısında bulunur. Karbonhidratları diyetten çıkarmak yapılan yanlışlardan biridir. Sadece obezite hastalarının değil sağlıklı beslenmek isteyen herkesin tüketmemesi gereken besinler var. Bunlar; paketli ürünler, aşırı yağlı besinler, aşırı şekerli tatlılar, tuz miktarı fazla besinler, içeriğinde ne olduğu belli olmayan ve bir takım vaatlerle pazarlanan karışım ve içecekler, şekerli-gazlı-tatlandırıcılı içecekler olarak sayılabilir.
7-Geçmiş zaman ile bu zamanları karşılaştırdığımızda şu sonuç karşımıza çıkmaktadır:Geçmişte gıdalara ulaşım daha zorken,gıda miktarı ve çeşidi daha azken insanlar daha huzurluymuş.Zamanla gıda miktarı ve çeşidi arttıkça insanlarda obezite artmış.Buna bağlı olarak da insanların kültürel değerlerinde pek çok değişim olmuş.Bu durumu açıklar mısınız?
Burada asıl sorun sağlıksız besinlere ulaşım kolayken ve maliyeti uygunken sağlıklı besinlerin fiyatlarının daha fazla olması. Bu durumda obezite için temel oluşturuyor. Satın alma gücü düştükçe insanlar daha uygun fiyatlı olan sağlıksız besinlere yönelmek zorunda kalıyorlar. Kültürel değişimden kastınız yemek kültürü ise o konuda da fast food tüketiminin arttığını söyleyebilirim. Evde yapılacak sağlıklı yemekler yerine dışarıdan içinde zararlı yağların bulunduğu yiyeceklerin alımını görebiliyoruz.
8-Gıdaları tüketirken nelere dikkat etmeliyiz?
Besinleri satın alırken etiket okumaya özen göstermeliyiz öncelikle. İçindeki yağ miktarına ve yağın türüne, içindeki şeker ve tuz miktarına bakılmalı. Son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmeli. Kırılmış yumurta ya hava almış konserve ürünler satın alınmamalı. Saklama koşullarına uygun olarak muhafaza edilen ürünler tercih edilmeli. Örneğin soğuk zinciri kırılmaması gereken bir ürün kasada satılıyorsa o ürün kesinlikle alınmamalı. Satın alınan besinler evlerde uygun saklama koşullarında muhafaza edilmeli. Besinden en yüksek faydayı sağlamak için doğru pişirme teknikleri kullanılmalı.
9-Sanata olan ilginizden bahseder misiniz?
Sanatı bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü olarak değerlendirirsek eğer ben bunu yapabilen kişilere ve yaptıkları işe hayranlık ve saygı duyuyorum. Özel olarak bir sanat ile ilgileniyorum diyemem. Ama güzel bir müzik duyduğumda, güzel bir resim gördüğümde, etkileyici bir mimari eser veya bir heykel gördüğümde esere ve onu ortaya çıkaran sanatçıya karşı bir hayranlık duyuyorum.
10-Son olarak eklemek istediğiniz başka konular var mıdır?
Evet var. İnsanların beslenme konusunda diyetisyen dışındaki kişilerin söylediklerini dikkate almamaları gerekiyor. Özellikle karışımlar ve çaylar kişilerin hastalık durumuna alerjilerine bile bakılmadan sadece para kazanma amaçlı çeşitli vaatlerle insanlara satılıyor. Biz diyet yazarken en ufak bir durum için bile titizlikle soru sorarken diyetisyen olmayan kişiler insanların sağlığını hiçe sayıyor. Detoks tarifleri, yağ yakıcı diyetler, yağ yaktıran besinler tamamen hayal ürünü. Tek doğru diyetisyen öncülüğünde kişiye özgü bir beslenme programı ve bu doğrultuda sağlıklı beslenme.
Teşekkür ederim…