Kayseri Milli Eğitim Müfettişlerinin Amacı Ne?
Son günlerde özel eğitim kurumları oldukça dertli. Sebebi ise Milli Eğitim müfettişlerinin kimine göre keyfi, kimine göre ise “durumdan vazife çıkarmalarından” dolayı kurumları baskı altında tutma iddiaları.
Görüştüğüm kurum yetkilileri, müfettişlerin “ üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” mantığı ile hareket ettiklerini iddia ederken, özellikle, bir uyarı ile geçiştirilebilecek olan eksikliklerin bile yüksek cezalar kesilerek kurumların mağdur edildiğini söylüyorlar.
Hatta bazı kurum yöneticileri, müfettişlerin ceza yazdıktan sonra bile kuruma gelerek, veli ya da öğrencilerin yanında psikolojik olarak baskı yaptıklarından şikâyetçi.
***
Kayseri’de bulunan onlarca özel eğitim kurumunda durum aynı mı diye sorarsınız hepsinde aynı değil tabi ki.
Nedeni ise yine kurum yetkililerinin dediğine göre siyaseten “Arkası sağlam olanlarla” , “siyasi tanıdığı olmayanlar” olarak ikiye ayrıldığından bahsediyorlar.
Ben böyle olacağını tahmin etmiyorum ama varsa böyle bir durum gerçekten vahim.
Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün de bu müfettişleri araştırma gerekir.
Sınırsız yetki varmış gibi kimse hareket edemez.
Her şey yasalara uygun olmalı.
Ama kendimize yasa uydurmamalıyız.
Demek istediğim anlaşılmıştır zannederim. Zaten Kayseri Valisi sayın Şehmus Günaydın bu konularda oldukça hassas bir insan. Milli Eğitim müfettişleri ile ilgili sorun konusunda gerekli çalışmayı yapacağına eminim.
***
Gelelim bu konunun diğer bir boyutuna.
Milli Eğitim Müfettişleri yasal ve yönetmelik gereği olan haklarını kullanarak kurumları denetliyor. Denetlenmesi de gerekir.
Ama sadece bir kurumda daha önceden çalışmış ve bir sebeple işten çıkarılmış bir kişinin şikayeti üzerine denetlemeleri, o kuruma adeta nefes bile aldırmayacak hale de getirmemek gerekir diye düşünüyorum.
Çünkü şikayet eden eski personelin belki de başka bir niyeti, gıcıklığı,garezi var. Onu da göz ardı etmemek gerekir. Bu şikayet üzerine kuruma baskın düzenleyerek “ Şimdi canınızı okuyacağız” dercesine hareket etme gibi algılanan davranışlardan kaçınmak gerekir.
Hele hele bulunan bir eksikliğin cezası yazıldıktan sonra tekrar tekrar o kuruma giderek, “ Şöyle bir şikayet daha var. Şu dört personelin ifadesini alacağız burada” gibi tavırların öğrencilerin ve velilerin gözü önünde yapılmasının doğu olmadığını çünkü kurumun itibarına zarar verdiğini söyleyen özel eğitim kurumları yetkililerini de dinlemek gerekir.
Milli Eğitim Müfettişlerinin sadece şikâyet üzerine denetleme yapmaması gerektiğini de ifade eden kurum temsilcileri, Milli Eğitim personelinin özel ders ve özel kurslarda çalışmasının da yasak olduğunu ama müfettişlerin ne hikmetse bunları görmediğini de iddia ediyorlar.
Bu da ayrı bir konu tabiî ki.
***
Sonuç olarak, yasa ve yönetmelikte ne gerekiyorsa onu yapmakla yükümlü olanlar, yapmadığı takdirde ceza alır.
Ancak, devletimizin de şefkatli bir tarafı var.
Bir uyarı ile düzeltilebilecek konularda yüksek miktarda yazılan cezalar, pandeminin ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumun sıkıntılı olduğu bu dönemde yanlarında 15-20 personel çalıştıran özel eğitim kurumlarını çok üzmüş durumda.
Yukarıda da yazdığım gibi görüştüğüm kurum yetkilileri, müfettişlerin tutumlarından dolayı bunaldıklarını ve iş yerlerini kapatmayı dahi düşündüklerini söylediler. Bir işyerinin kapanması 15-20 insanın dolayısı ile aileleri ile birlikte 80-100 insanın geçim derdine düşmesi demektir. Yazık olur.
***
Özel eğitim kurumları son dönemde yaşadıkları bu sıkıntılarla ilgili bir çözüm bulunması gerektiğini ve Milli Eğitim Müdürlüğünün bir toplantı ile kendilerinin görüşlerine başvurabileceğini söyleyerek, hazırladıkları dilekçeleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığına da göndereceklerini söylediler. Demokratik haklarıdır istedikleri yerlere başvurabilirler.
Ama benim onlara tavsiyem kendilerine de söyledim Valimiz Sayın Şehmus Günaydın’la görüşsünler. Kendilerini dinleyecek ve bir çözüm bulacaktır.