TR EN
Murat Cahid Cıngı

Murat Cahid Cıngı

Postmodernitenin kiş turizmine etkileri ve Erciyes perspektifi

Turizm çağımızda insanoğlu için en önemli ticari ve sosyal faaliyetlerin başında gelmektedir. Bugün itibariyle yaklaşık 1 Milyar dünya insanının turizm yaptığını düşünürsek bu sektörün iş ve sosyal süreçler açısından hayatımızda ne kadar önemli bir yer işgal ettiğini daha iyi anlarız. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Teşkilatı’nın (DTÖ) istatistiki verilerine göre 2020 yılında uluslararası turizm faalyetine katılanların sayısı 1,5 milyar kişiyi aşacak ve bunun ekonomik getirisi ise 1 tirilyon Amerikan dolarına ulaşacaktır. Şurası aşikardır ki, dünya insanının ekonomik refahı arttıkça beynel-milel turizme katılanların sayısı da yukarı doğru çıkmaktadır. Bu süreçte turizmin ekonomik boyutu ve ticari önemi de sektörde çok yenilikçi pazarlama stratejilerinin uygulanmasını ve tüm dünyada yeni turizm destinasyonlarının ortaya çıkışını tetiklemektedir.  Öte yandan bu gidişe paralel olarak da postmodernite çağımızın en etkili sosyal akımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Aydınlanma felsefesi üzerine oturan modern değerlere ve modernizme bir reaksiyon olarak, veya bazılarının ifade ettiği şekliyle, modernizmin bizatihi içerisinde ortaya çıkmıştır. Pozitivist, ilerlemeci, batıcı ve gelenek karşıtı bir diskura sahip modernizmden sonra postmodernite, öznelliği, alt kültürlerin önemini ve geleneği savunan bir duruşu sergilemiştir. Biz bu yazıda postmodernizm teorilerine ve bu akımın teferruatına girmeden çağımızın sosyo-kültürel sinyallerine maruz kalan postmodern turistin tavırlarına bir göz atmaya çalışacağız.

 

Öncelikle şurası bilinmelidir ki, günümzde turizm sadece bir yeri ziyaret etme ve orada güzel vakit geçirme olarak tarif edilemez; bu konuda daha ziyade, bir postmodern terim olarak “metalaşma” dan bahsetmemiz daha uygun olacaktır. Yani, turizm bir “ürün”, içerisinde pek çok alt-ürün ve hizmeti barındran ve turistin tüketmek için geldiği bir “mal paketi” olarak görülmelidir. Bununla beraber, modern turizmden farklı olarak, postmodern turist batı tarzının dışında bir mahalliliği, otantikliği ve geleneği tecrübe etmeye gayret göstermektedir. Onlar genelde kitle turizminden, şöhretli yerlerden ve yoğun olarak tercih edilen deniz-kumsal-güneş turizminden kaçmaktadır. Postmodern turistler, tam aksine, tabiat aktivitelerinin yoğun olduğu yerleri ve dağları tercih etmekte; ve yeterli adrenalini salgılayabilecekleri ve özgünlüğü hissedebilecekleri kimsenin keşfetmediği mekanlara gitmek istemektedirler. Bu nev-zuhur turist tabii kaynakların mahdut olduğunun şuurunda, ve ana odağı “yeşil” ve “tabii çevre” olduğundan dolayı onun için en uygun turizm mekanı da “dağlar” olmaktadır. Franch bu turizm tipini “4-L turizmi” olarak isimlendirmektedir ki bu, manzara (landscape), boş vakit (leisure), öğrenme (learning) ve sınır (limit) kavramlarını içinde barındırmaktadır. 4-L turisti tabiata karşı oldukça sorumluluk sahibi, yüksek profile sahip, çevre ve global kaynakların sürdürülebilirliği noktasında hassasiyet sahibi bir küresel vatandaş kimliğinde, mahalli kültür ve geleneğe hem çok saygılı hem de çok meraklı bir çerçeve çizmektedir. Dahası, bu turistler tatilini geçirdikleri mahalde edindikleri tecrübelerini de bir öğrenme ve bilgi edinme sürecine çevirme temayülü içerisindedirler[1].

 

Bu noktada eğer biz yukarıda bahsedilen teorik perspektif ve postmodernitenin global turistler üzerindeki etkileri bağlamında Erciyes turizmi için bazı dersler çıkartacaksak, dikkatli olmamız gereken en önemli husus, Erciyes’in otantik yapısının, nev-i şahsına münhasır özelliklerinin korunması olduğudur. Bu süreçteki en büyük tehlike Erciyes’i Alpler’e dönüştürme gayretidir. Bu da sadece kayak aktivitelerini içine almayıp aynı zamanda mahalli tavrı, geleneği, yemek kültürünü, davranış kalıplarını da ihtiva eden bir vetiredir. Onların dağları tüm dünyadan milyonlarca turist çekiyor argümanıyla Avrupa usulü dağ turizmine benzemeye çalışmak bizim açımızdan batıcı, modernist ve çok tehlikeli bir tuzaktır. Bu durumda hayati olan başlıca duruş, Erciyes’in özelini korumak ve misafirlere mahalli yemeklerimizi tattırmak, bize mahsus lokal tecrübeleri paylaşmak, Kayserimiz’in kültürel görüntüsünü sunmak ve değişik adetlerimizden kaynaklanan davranış biçimlerimizi sahnelemek olacaktır. Alışılagelmiş pazarlama ve tanıtım metodları yerine bizim tekniğimiz turizm teorileri içerisindeki güncel baskın temayüllerin doğru okunması üzerine bina edilmelidir. Başlıca vazifemiz Erciyes’i olabildiğince orijinal muhafaza etmek ve global ziyaretçilerimize en iyi sosyal imkan ve en gelişmiş altyapının yanısıra Kayseri’nin 6.000 yıllık medeniyet tarihini de en etkili biçimde sunmaktır.

 

Dr.Murat Cahid CINGI

Ph.D. Avrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler


1Franch, M., Martini, U., Buffa, F.,& Parisi G.(2008). 4L Tourism (landscape, leisure, learning, and limit): responding to new motivations and expectations of tourists to improve the competitiveness of Alpine destinations in a sustainable way. Tourism Review, 63, 4-14.

 

Yazarın Diğer Yazıları