X
TR EN
Osman Karakebeli

Osman Karakebeli

GEÇMİŞTEN DERS ALMAK

Vatan sınırları içinde askerlik yapanlar arasında sınır nöbeti tutmuş birisinin aklına gelen bir Türkü sözü vardır. O söz ise " Şimdi uzaklardan bakan ben oldum" sözü. Geçmişe bir bakıyoruz yüzyıllar boyunca Asya'nın en doğusundan Batı Avrupa'ya kadar... Hindistan'dan bütün bir Kuzey Afrika'ya kadar... Horasan, Ön Asya, Kafkaslar ve Balkanlara kadar birden fazla yönetim kuranların mirasçıları olduğumuzu ne kadar kişi kabul ediyor. Ayrıca ne kadar farkındayız mirasçılığımızın.

Sahip olduğumuz Vatan hazinesinin de farkında olarak manevi hazinelerimizin de ne kadar farkındayız. İnsanlık tarihinde birden fazla çağ açanların başarılarına hayran kalmak dururken toplumumuzdaki birçok kişinin hayran kaldıklarına bakınca derin üzüntü besleyen ne kadar insan vardır. Günümüze bakınca da soranlar vardır belki kendisine " Biz nasıl bir tuzağa düştük" diye. Büyük hayaller ve büyük amaçlara adanmış kişilerin varlığı bir umut iken günümüzde küçük sorumluluklar ve ihtiyaçların derdinde olan insanlar da var. Ben olmanın derdinden biz olmanın derdine düşenler de bir umut kaynağı iken " Sana ne" ve " Bana ne" diyenlerin varlığı da bir üzüntü sebebi. Bir de " Bizim oralarda ne işimiz var" diyenler de oldu geçmiş yıllarda. Hazinelerin ve mirasçılığın bilincinde olanların zoruna gitmez mi bu söz. Bir de sevdalı olanların zoruna gider tâbi.

Zorumuza giden o kadar çok sebep varken geçmişten ders alarak hareket etmenin zamanı geçiyor sanırım. Hiç ayrılamam derken bir zamanlar kavuşmak da hayal olmasın demek geliyor içimizden. Umutsuzluk da bize haram olmalı değil mi? İbrahim Sadri'nin de dediği gibi " Hiçbir şey için geç değil ve geç değil bir şey için hiçbir şey" sözü de aklımıza gelebilir. Zor zamanlarda Ergenekon'dan çıkanları hayal ederken öz geçmişimizde birden fazla Ergenekon' u da gördük. Zaten kara kışlar illaki geçer, biz baharların hazırlığını yapalım.
Bir kişi veya topluluk başkalarını ne kadar büyütürse kendisini de o kadar küçültür sözünü de unutmayalım. Bu sözde biraz kendimizi bilip kendimize gelmek mesajı varken karamsarlığa karşı da bir cephe var. Cephelerin yabancısı olmayan insanların nesli olarak bize gereken inanç, sabır, hafıza, birikim, çaba, fedakarlık, cesaret, ahlak ve varlığımızın özüne uygun duygu, düşünce ve davranışlar olmalı. Nice sancılar çeken dünya yine şiddetli sancılar çekerken varlığını koruyanlar arasında da yeniden doğanlar da oldu. Antik dönemlerin güçleri arasında antika olanları da hatırlamak da yüzyıllardan beri var olanların umudu olsun.

İktidar unsurlarının değiştiği dünyada sermayenin birincil iktidar unsuru olmadığı dönemlerde oradan oraya savrulan ve kovulanların hakimiyet ve intikam çabası varken kurtarıcı olma çabası içinde olanların sayısına daha fazla ihtiyaç var. Unutmayın ki batı güneşin battığı yöndür. Bir umut ışığıdır gece karanlığındaki ay ve yıldız. Kuzeyden esen rüzgar sert olur. Bu da bizim subliminal mesajımız olsun.