X
TR EN
Osman Karakebeli

Osman Karakebeli

GELECEĞE YÖN VERMEK

Geçmişe oranla son yüzyılların şartları değişiklik gösterip güç unsurlarının ve dengelerin de değiştiği dünyada güçlü kalmanın da çok kolay olmadığını biliriz. Sermaye, bilim ve teknoloji bu çağa damgasını vuran en önemli öğelerden.

Modernizmi sonlandıran post-modern dönemin de sonunu belki de getiren ya da getirecek olan bilimsel ve teknolojik yeni bir dönem diyebiliriz?

Geleceğe yön vermek isteyen herhangi yönetim veya toplumun çağımızın bilimsel, teknolojik, ekonomik, sistemsel ve siyasal her türlü şartlarını bilerek bu konuda yenilikçilik ve yenilikçi adımlar şart olduğunu bilmesi gerekir. Ayrıca ekonomik yönden güçlü olup her türlü tehdite karşı savunma gücünün de yüksek derecede olması gerekir.

Yaşadığımız dönemde küresel olarak gıda, besin, salgın hastalık, ekonomik, bilişim ve teknoloji konularında ciddi saldırı ve tehditlerinin varlığı bilinirken bu konularda bilinçli ve dikkatli adımların varlığı söz konusu.

Ekonomi, sermaye, üretim, pazar, hammadde olguları geçmişe oranla son yüzyıllar için öncelikli güç sembollerinden. Geleceğe yön vermek adına sahip olunması gereken ve çok dikkatli olunması gereken meseleler içinde öncü diyebiliriz bu unsurlar için. Burada sahip olma konusu ön planda. Aslında sahip olma konumuz içerisinde insanımıza, kültürümüze, millî kimliğimize, inanca, ahlâka, her türlü değerlerimiz ve yurtiçindeki tarihî - kültürel miraslara sahip olmak da önemli bir mesele.

İnsanımıza sahip olmak konusunda birkaç kelime ön plana çıkıyor. Eğitim ve bilinç, denge ve uyum, adalet ve caydırıcılık, kural ve düzen, üretken olmak, sorunların farkında olup çözüm konusunda yöntem ve girişim gibi birden fazla öğe ön plana çıkan öğeler arasında. Zaten bu konuların detaya inilmesi bir kitap konusu olduğu için bir makale içerisine kısa başlıklar ile yazmayı tercih ettim.

Eğitim, bilinç ve sahip olma konusunda memleketimiz ile ilgili birkaç örnek aklıma geldi. Valiliğimiz tarafından yürütülen " Erdemlerimizle varız" (ER-VA) projesi toplumsal sorunlarımızı çözme adına önemli olabileceğini düşündüğüm bir proje. Millî, manevi ve ahlaki değerlere sahip çıkma, koruma ve yaşatma adına başlatılan bu proje belki bir umut ışığı olup yurdumuzda yaygınlaşırsa gelecek nesiller için faydalı olacağına inanıyorum. Diğer bir örnek ise eğitimle ilgili olmayıp yöremizle alakalı tarımsal bir konu. Özellikle Develi ilçemizin ön plana çıktığı tarımsal bir konu. GDO lu tohumların yaygınlaştığı bir dönemde besin ve sağlık açısından önemli olarak gördüğüm "Ata Tohumu" ile üretilen bir tahıl olan "Gacer" e sahip çıkıp değerlendirme de bir diğer örnek. Bu konuda Epçe mahallemiz ön plana çıkarken bu konuda hayatı boyunca emek, gayret ve girişim gösteren Doğan Özdemir in çabalarına da kayıtsız kalmak istemedim.

Yöremiz ve yurdumuz ile ilgili bu küçük örnekler içinde de sahip olma olgusunu ön plana çıkarmak istedim.
Geleceğe yön vermek istiyorsak bazı toplumsal sorunlarımızın farkında olarak bu konuda bazı çözüm önerileri de aklımıza gelebilir. İki sene önce "Yanlış Anladığımız Yaşam" adlı çalışmamda toplumsal sorunların çözümü adına bir düşüncem olmuştu. Her mahallemizde bir sağlık ocağı ve muhtarlık olduğu gibi bir aile danışmanlığı ya da sabit durmadan her mahallede aile ve aile sorunlarıyla ilgilenecek donanımlı insanların yaygın ve etkin olması belki bir çözüm olabilir. Bu konuda Diyanet işlerindeki aile ile ilgili birimin ve sosyal hizmetler bakanlığının bazı çalışmalarının tabiki farkındayız. Bu düşünce ise sadece bir kişinin düşüncesi olmayıp toplumsal konularla ilgilenen birçok kişinin de farkına vardığı bir konu olabilir. Bu sayede kişi ve gelecek nesillerin özelliklerini, sorunlarını, yatkınlıklarını, yapabileceklerini keşfederek buna göre yönlendirme ve yerleştirme yapılması faydalı olabilir. Tâbi bu düşünce acizane bir öneri. Böylelikle vasıflı eleman bulma ve istihdam ile ilgili de sorun çözülebilinirken yeni bir istihdam alanı da oluşabilir. Bir taşla birden fazla kuş vurma olarak da görebiliriz bunu.
Bir yönetim ve toplumun geleceğe yön vermesi adına yapması gerekenler arasında eğitim ve bilincin ön planda olduğunu sürekli dile getiriyorum. Eğitim ile manevi, millî, ahlâkî, erdemli insanların yetişmesi ile birlikte yönetimde kendi çıkarından çok Vatan, Millet ve Devletin çıkarını gözeten, satmayan ve satın alınmayan insanların varlığıyla geleceğe yön vereceğimize inananlardanım. Her zaman da bir sistemden bahsederken bu sistemin maddeci, bencil, kapitalist, ayrıştırıcı bir sistem olduğunu izah ederim. Bunu çözümü için ise milli, manevi, ahlâkî ve erdemlere dayalı, varlığımızın özüne ve ortak değerlerde bir olmaya dayalı girişimleri ön plana çıkarıyorum. Birlik, beraberlik, ortak düşünce, ortak inanç, ortak duygular, ortak girişimle bir birlik olgusunu ön plana çıkarmak isterim. Hani derler ya birlikten kuvvet doğar diye güç için ise birlik önemli bir etken. Diğer bir etken ise ekonomik, siyasi, askeri, teknolojik, üretim ve birçok alanda " millî" olmak da en önemli etkenler arasında. Çünkü millî olmak birçok alanda tehdit, yozlaşma ve yok edici birçok unsura karşı koruyucu bir kalkan görevindedir.