İnsanların biyolojik ya da fiziksel ihtiyaçları olduğu gibi duygu ve düşüncelerinin de ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim. Birçok sorunun cevabı için bir anahtar görevinde olduğunu düşündüğüm "Neden" sorusunu bu mesele için de sorabiliriz.
Geçmişten günümüze her türlü yaşam şartlarına uyum sağlaması için insanın gelişimi önemli bir etken. İnsana her yönden fayda ve zarar veren unsurları bilmek için gelişim bir gereklilik. Toplum içinde sağlıklı iletişim, uyum, idare için gelişim yardımcı bir unsur. İnsanın kendini bilmesi için, ihtiyaçlarını karşılamak için, sorumluluklarını yerine getirmek için gelişim olmazsa olmaz.
Hayatı bir yol gibi düşünüp o yolun da çok sıradan bir yol olmadığını farz edelim. O yolda dikenler, çukurlar, tuzaklar ve engeller varsa yolun sonuna kadar insan birçok yönden yıpranabilir. O yol için bir gösterge veya rehber de gerekmez mi? İnsanın tek başına bir var olma çabası kolay değildir ki hayat yolunda başarılı olanlar başka insanlara kılavuz da olabilir. Ama bu hayatta herkez için geçerli olmayabilir kılavuz bulmak.
Aklın bir yardımcı, yol gösterici, bir hazine, bir gereklilik gibi birden fazla fonksiyonu olabilir. Ama hayat yolunda başarılı olmak adına başka unsurlar da gerekebilir. Birden fazla duygularla birlikte azim, cesaret, çaba, kararlılık, disiplin, uyum, denge, yöntem de insan için yardımcı unsurlar.
Kendimizi, çevremizi, hayatı ve insanları gözlemlediğimizde birden fazla sorunun varlığını keşfedebiliriz. O birden fazla sorunu çözmek adına gelişimli insan olmak gerekir. Sorun çözme yeteneği gelişim ile kendini gösterir. Gelişim için ise eğitim ve eğitimle gelen bilinç en ön sırada.
Eğitim ve bilinç için sadece resmi ve resmi olmayan eğitim sistemi dışında kişisel gelişim adına araştırma ve öğrenme çabası bir başka ihtiyaç. Herhangi bir toplumda ilgisiz, gelişimsiz, donanımsız, anlayışsız, bencil, kötü niyetli insan sayısının yükselmesi toplumsal sorunların da yükselmesi demektir. Bunun içinse eğitim, bilinç ve gelişim kesinlikle bir çözüm. Yukarıda belirttiğim kişilerin artışı yönetime yansıdığında da dengelerin, sistemin ve düzenin bozulmasına sebep olur. Bu unsurların bozulmasıyla refah oranı düşerken, suç oranı yükselişe geçer. Emile Durkheim'in bahsettiği bir Anomi örneği ben buradayım der. Anomi'nin ağır sonucu ise toplum ve yönetimin her yerine yayılan bir hüsrandır. Kayıplar ve yanan canlar ağır bir bedelin göstergesi değil mi?
Eğitim, bilinç ve gelişim adına okumak ve öğrenmek de yardımcı bir unsur. İlk ve orta öğretim döneminde ve sonrasında da okul kitaplarıyla kalmayarak ilgi ve yatkınlıklarına göre kitap okumak gelişim adına besleyici bir unsur. Besleyici sözüyle de ortaya çıkan unsur duygu ve düşünce ya da iç dünyamızın açlığını fark edebiliriz. Herhangi bir toplumda sorun varsa da bu açlığı giderilmemiş insanlar önemli bir sebep değil mi? Aslında burada açlık olgusunun bir toplum için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
Her türlü açlığı giderilmiş insanların çoğunlukta olması büyük sorunların çözümü demek. Giderilen açlık ile sorunlar çözülür. Sorunların çözümü ile sistem ve denge oluşur. Denge ve sistem, huzur, refah ve düzeni getirir. Bunun çekirdeği ise eğitim, bilinç ve gelişim. Anlayış, empati, ahlak, erdemler, şahsi adalet bu üç unsur ile beraberinde gelir. Bir farkındalık oluşur bu ihtiyaçların varlığıyla.
Gelişim ihtiyacı başlıklı yazımın sonuna geldiğimizde açlık ihtiyacını da fark edip cümle arasında kitapların da bahsi geçti. Özellikle memlekitimizde kitap fuarının yaklaştığı bir zaman diliminde bu makale de mânidar olur diye düşündüm. Dünya Hali adlı ikinci kitabımla bu fuarda yer alırken açıkları gidermek adına da herkes için özel bir gün olduğunu hesap ederek bu makaleye de son veriyorum.