Geçmişten günümüze bütün bir insanlık, toplumlar, yönetimler, herhangi bir yönetim içindeki herhangi bir konudaki gruplar ve herhangi bir kişi için ön planda olan bir etken bu. Bu saydıklarım içinde var olmak ve varlığını korumak için inkâr edilemez bir ihtiyaçdır güçlü olmak. En nihayetinde bu son cümleye baktığımızda da güçlü olmanın bir ihtiyaç olduğunu da anlıyoruz.
Bütün bir insanlık tarihinde ve toplumsal öz geçmişimizde güçlü olan yönetimlerin varlığının uzun sürdüğünü anlıyoruz. Dünya düzenleri ve dengeleri değişirken birçok medeniyet ve güçlü yönetimler de geçmişte kalırken adları yüzyıllarca yaşıyor. Yeni yönetimler ve nesillere de geçmişteki güçlerin mirasçılığı, bayrak taşıyıcılığı ya da hazinedarlığı düşüyor.
Bir Roma İmparatorluğu tarihe karışırken birden fazla mirasçıları günümüzde Romayı temsil ediyor. Ama bu durum bütün dünya için geçerli değil tabiki. Mesela Türk Medeniyetinin mirasçıları günümüzde hala varlığını devam ettirirken bir Roma Büyüsü'nün de etkisinde kalanlar var maalesef.
Bir hazineyi korumak için de hazinenin farkında olmak gerekir değil mi?
Geçmişten günümüze dünyada güç dengeleri değişirken o dengeye uyum sağlayamayanlar da gücü elinde tutanların yoğun etkisinde kalıyor. Güce sahip olan o gücü korumak için çeşitli yöntemler ve sistemler oluşturuyor. Birkaç yüz yıldır küresel anlamda bir batı rüzgarı dünyayı kasıp kavururken geçmiş dönemlerin güçleri ise maalesef bu rüzgârın etkisinde kalıyor.
Ülkemize baktığımızda da tabiki bir enflasyon etkisi ile zor günler yaşarken küresel etkisi yönüyle en ön planda olmasa da bölgesel gücünü inkâr edemeyiz. Her türlü olumsuz etkiye karşı Yüzbirinci yılına geldiyse bir ülke burada da bir güç meselesi söz konusu. Dünyanın en güçlü orduları arasında yine ön planda. Silah teknolojilerindeki ilerleme de inkâr edilemez. Milletimiz içinde de büyük bir kesim sabır, irade ve idare sahibi iken eğitimli ve pırıl pırıl insanlarımızın varlığını inkâr edemeyiz.
Gerçekçi olmak gerekirse de birden fazla konuda toplumsal sorunların çözümü konusunda da hâlâ beklenilen girişimler vardır. Sorunlarımızın çözümü için ise daha fazla güç, birlik, beraberlik, dayanışma gibi unsurlara da ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim.
Geçmişten günümüze birden fazla taraftan esen değişim rüzgarlarına maruz kalan toplumumuzda da bunların etkisi görülmektedir. Son olarak Batı rüzgârının etkisinde yenilikçi akımlar kendini gösterirken muhafazakâr - koruyucu geleneğin etkisi de çok fazla. Güzel ülkemizde yenilikçi ve gelenekçi akımların oluşturduğu birden fazla gücün varlığı inkâr edilemez. Yenilikçiler arasında yine bir gelenekçilik varken gelenekçiler arasında da yenilikçi oluşumlar mevcut. Birlik, beraberlik, dengeyi toplumumuzun düzeni için ise bir reçete olarak görebiliriz.
Milletin günümüz şartlarında gücünün daha fazla artmasını temenni ederken birden fazla konuda bilinçle hareket etmesi de önemli. Özeli etkileyen genel şartların farkındalığı bir ihtiyaç.
Roma Büyüsü'nün yumuşatıcı, yenmeye hazır hale getirmek için kıvama getirme etkisinin de bilinmesi gerekli. Benimsediği inancın özünü ve millî kimliğinin bilincinde olması gerekli.
Küresel Tuzakların farkında olması gerekli. Birlik, beraberlik, dayanışma, denge gibi unsurların bilincinde olması gerekli. Toplum düzeni ve bu düzeni bozacak unsurların farkında olması gerekli.
Kişisel olarak da birden fazla dış etki ve sorunlara karşı da ruhsal ve düşünsel güç gerekli olduğunu belirtmek gerekir. Karakter gücü ile birlikte duygu ve düşünce konusunda donanımlı olmak yaşama tutunabilmek adına bir reçeteler arasında gösterilir.
Sorumluluk ve sorun çözme yeteneğini de buna ekleyerek irade, idare ve denge de kişisel güç için önemli etkenler arasında.
Bir makalenin daha sonuna gelirken güç meselesinin birden fazla alanda ne kadar önemli olduğunu öğreniyoruz. Varlık ve birlik için gücün önemini kavrıyoruz. Yine varlığımızın daim olması ve gücümüzün artması dileğiyle.