X
TR EN
Osman Karakebeli

Osman Karakebeli

TOPLUMSAL HASTALIKLAR

Tekil bir insan bir bağ ile önce bir ailenin parçası olurken birçok toplum bilimciye göre de toplumun çekirdeği olarak aile ön plana çıkıyor. Bütün bir insanlığı bir yap boz oyununun parçası olarak düşünüp belirli sınırlar içinde toplumu da bir yap boz oyununun parçası olarak düşünebiliriz. Burada belki yap boz kelimesine dikkat çekebiliriz.

Kişi ve aileyi de bir bütünün parçası olarak düşünmek de önemli.
İnsanlar arasında biyolojik ve birbirine bulaşabilen hastalıkların varlığını öğrenirken ya da yaşayarak tecrübe ederken bu durumu duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak da düşünülebiliriz. İnananlarımız vardır belki de insanın düşebilen ve yükselebilen bir canlı türü olduğunu. Çaba, hak, girişim, azim, disiplin, eğitim ve bilinç gibi unsurlar ile yükselebilirken bazı davranış özellikleri ve hatalar ile de düşüyoruz. İnsanın doğasını da ele alıp artılar ve eksiler ile, doğrular ve yanlışlar ile, hatalarımız ile insan olduğumuzu da bilmek konuyu anlamak için önemli.

Bu konuyu anlamak için de önemli olduğunu düşündüğüm ve daha önceki cümleler arasında geçen bağ kelimesine de dikkat çekebiliriz. İnsanın etkileyen ve etkilenen bir canlı olması da önemli bir durum.

Toplumsal hastalıklar derken de fayda ve zarar kelimelerini de eklersek konunun açıklığa kavuşması kolaylaşır. Mesela toplumda insanın kendisinin iyiliğini düşünürek davranışlarda bulunması olumlu ve gerekli görülürken başka bir insana zarar vermesi olumsuz karşılanan bir durum. Bu durumun da toplumda yaygınlaşması da büyük bir sorun. İhtiyaçları, sorumluluğu ve istekleri gereği sermaye, ev, araç gibi maddi unsurlara sahip olma girişimi doğal ve olması gereken bir durum. Bunları elde etme çabası içinde dengeleri aşarak yaşam amacını sadece buna bağlayarak, bu uğurda kendisini köle yâda mahpus haline getirmesinin bir zararı olduğunu da düşünürüz. Birde buna bağlı olarak başka insanları birden fazla konuda olumsuz etkilemesi olumsuz bir durum iken bu durumun toplumda yaygınlaşmasını zararlı bir hastalık olarak görebiliriz sanırım. Bir zaman dilimi içinde yapılması gereken birçok unsur varken zamanının çoğunluğunu işgal eden bazı bağımlılıkların toplumda yaygınlaşması çok faydalı değilse toplumsal bir hastalık değil mi? İnsanın yaşama tutunması için bir araç olarak gördüğüm mutluluk ve haz olgusunun seviyesinin artırılıp dengesinin aşılması ile bu sebeple başka insanları olumsuz yönde etkilemesi olumsuz bir durum olup bunun yaygınlaşması da bir sorun. Ben merkezli kişilik yapılarının toplumda başka insanları olumsuz etkilemesi de buna örnek. Bir kişi ya da grubun maddi sebeplerden dolayı bir insanı ya da insanların işsiz bırakması. Yetenekli insanların önüne engeller konulması. Kötü niyetli her türlü düşünce ve davranışlar ile başka insanların yaşam enerjilerinin düşürülmesi. İlmî, yaşamsal, gelişimsel birçok konuda toplum içindeki ilgisizlik hastalığı da buna bir örnek. İnsanların birçoğunun toplumsal kimliğinden, kültüründen, dilinden, inançlarından tavizler verip ilgisiz olması da bir örnek. Başka topluluklara benzeme ya da yozlaşma da bir toplumsal hastalık değil mi? Tâbi bunların oluşmasını sağlayan etkenler konusunda da bilinç sahibi olunması gerekiyor. Bu durumlar ile ilgili örnek sayısı da tâbi ki artırılabilir.

Bu konuların çözümü için ise daha önce birçok kez dile getirdiğim çözümler var. Eğitimle gelen bilinç. Bilinçle gelen kural ve ahlak. Kural ve ahlak ile gelen disiplin. Disiplin ile gelen düzen. Düzenle gelen huzur ve refah. İlgili, denetim, caydırıcılık da bir diğer etkenler arasında. Bir de kişisel olarak iç disiplin ve kendimize kurallar koyma, zamanı verimli değerlendirirken gelişime odaklanma. Saygı, anlayış, dayanışma, empati gibi konulara değer veren kişisel gelişim ve insan ilişkilerine yönelme. Yaşamın sadece beslenme ve haz almadan ibaret olmadığını anlamak da bir çözüm.