X
TR EN
Tamer Öztürk --- Rehber Öğretmen ve Ölçme Değerlendirme Uzmanı

Tamer Öztürk --- Rehber Öğretmen ve Ölçme Değerlendirme Uzmanı

ÜNİVERSİTE SINAVI KAYGISI BEYNİN SESSİZ ALARMI

YKS, Türkiye’de yalnızca bir sınav değil; gençler için kimlik, gelecek ve değer duygusunun birleştiği dev bir eşik. Bu nedenle sınav kaygısı sadece “heyecan” değildir; zihnin, kontrol edemediği bir belirsizliğe karşı verdiği biyolojik alarmdır. Peki bu alarmı bilimsel yöntemlerle nasıl yönetebiliriz? Psikoloji ve nörobilim bize önemli ipuçları sunuyor.

Kaygının Beyindeki Kaynağı

Nörobilim araştırmalarına göre sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde amigdala (beynin tehdit algılayıcısı) aşırı aktif çalışıyor. Bu durum prefrontal korteksin (mantık ve kontrol merkezi) devre dışı kalmasına neden oluyor. Yani öğrenci “bildiği soruları bile yapamaz hale geliyor” çünkü beyin savaş-kaç moduna geçiyor.

Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir deneyde, sınav öncesi kaygı yaşayan öğrencilerin beyin taramalarında amigdala aktivitesi %30 daha yüksek çıktı. Aynı öğrenciler nefes egzersizi yaptıklarında bu aktivitenin normale döndüğü gözlendi.

 

Kaygı Neden Artıyor? Psikolojik Faktörler

Psikolojik deneylere göre sınav kaygısının temel tetikleyicileri:

Mükemmeliyetçilik: “Ya tam yapamazsam?” düşüncesi.
Karşılaştırma baskısı: “Arkadaşlarım benden önde mi?”
Gelecek tehdidi: “Başaramazsam hayatım mahvolur.”
Aile beklentisi baskısı: Sessiz ama ağır bir yük.
Harvard’da yapılan uzun soluklu bir çalışmada, öğrencilerden bir kısmı sınavı “geleceklerini belirleyen ölümcül bir eşik”, diğerleri “bilgi ölçümü” olarak tanımladı. İlk grupta kaygı %60 daha fazla çıktı. Yani sınava yüklediğimiz anlam, kaygının dozunu doğrudan belirliyor.

 

Kaygıyla Baş Etmek İçin Bilimsel Yöntemler

 Nefes – Beyni Yeniden Programlama

4 saniye nefes al, 4 saniye tut, 4 saniye ver.
Bu egzersiz vagus sinirini aktive ederek kalp ritmini düzenler.
2 dakika içinde amigdalanın aşırı aktivitesini düşürür.
ABD Hava Kuvvetlerinde pilotlara verilen stres kontrol eğitiminin temel protokolü aynen budur.

Yazılı Duygu Boşaltma

Yapılan deneyde, sınavdan 10 dakika önce kaygılarını yazan öğrencilerin netlerinde ortalama %12 artış gözlendi. Çünkü yazmak, beynin düşünceyi kaostan düzene çevirme mekanizmasını çalıştırır.

Deneme Sınavlarını “Sahne Simülasyonu” Gibi Kullanmak

Beyin, tekrar eden durumu tehdit olarak algılamamayı öğrenir. Bu, maruz bırakma terapisi ile açıklanır. Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, gerçek sınav atmosferine benzeyen denemelere düzenli girdiğinde beyin “Bu ölüm kalım değil” diyerek reaksiyonu düşürür.

Aile ve Öğretmenlere Not

Psikolojik gözlemler şunu gösteriyor:

“Başarılı olursan sevinirim” demek bile bir baskıdır.
“Senin değerini sınav değil, çaban belirliyor” demek ise kaygıyı azaltır.

Beyin, “yargılanmayacağım” duygusu hissettiğinde daha net çalışır.

Son Söz: Kaygı Düşman Değil, İşlenmemiş Enerjidir

Kaygı, aslında beynin “Bu önemli, dikkatli ol” demesidir. Yönetildiğinde odaklanmaya dönüşür, kontrol edilemez bırakıldığında ise performansı kilitler. Yani amaç kaygıyı yok etmek değil, yönünü değiştirmektir.

Sınavdan önce kalp çarpıntısı hissediyorsan bu zayıflık değil, beyninin seni hayatta tutmak için enerji üretmesidir.
O enerjiyi korkuya değil, odaklanmaya yönlendiren kazanır.

                                                                                              Tamer ÖZTÜRK                                                                                                 

                                                                                    Rehber Öğretmen ve

                                                                          Ölçme Değerlendirme Uzmanı